Siyah beyaz kopuk filmin dönen makarasi. Karasi ve yarasi gözlerimde yaklasan, anlik vuran sahneler. Kabusum olur, yikar beni dönüp duran yelkovan. Yillar yili pisirip önümüze konan o, yine ayni maskeler; gerçegi gizleyen satafatli hayatlar! Yasadigim bu sokak ve bu köhne mahalle. Ölümü bekleyen bitik, yitik yüzler! Yükselen beddualar, aman dilemeler... Hep biriken kiralar, ödenmeyen borçlar; devletin yüzüne çarptigi bu faturalar... Oysa, tek istenilen, önce tok bir karin. Ne fayda eder? Oyunlari unutan nice dilsiz çocuklar! Fakirin kuruntusu zenginlik avuntusu. Tek penceresi bu cizirtili televizyon! Açildiginda beliren bilindik maymunlar, kapandiginda siritan yine ayni mahluklar... Erkek çocugunun gönlünde Ilhan Mansiz yasar. Kizlar var ya kizlar, onlar da Hülya Avsar’a tapar. Kurtulus reçetesi! Ekranlari dolduran bizim Cüni Arkin var ya; kafirlere tokat atan, reklamlarda cirit atan, kolunda da manita. Bir koyan, ama o, üçün birini alan benim cici baskanim Özal olma sevdasinda...! Sene 91; hatirla o Körfez Savasi! Yanlis dünyaya dogan yalinayak bebekler. Piyon niyetine öne sürülen yine ayni gençler! Emir veren yine o pili bitik moruklar. Çirkinlik abidesi kadirist ayaklar; ana haber bülteni, önündeki rotasi. Bitmeyen bu oyunun yeni kirim noktasi. Meclisin tavaninda çig köfteyi yoguran. Adam gibi oturup konusamayan o Tatlises’in, Tuncer’in tayyareden filmleri? Satilmis kalemlerin kucagina dogan bu yeni kayip bir nesil? Sahibidir embesil! Nina, Mina fark etmez; daha nice genç kizlar! Kara topragin bu tek dinmeyen öfkesi! Simdi ekmek tekmesi eli kirli tetikçisi. Rüsvetçisi, bekçisi, Ankara Tiftik Keçisi. Kafadan da kontak! Dönmelere lanet eden eli kirli kazmalar, yontulasi hirsizlar... Hepsinin ortasinda yitip giden kayiplar, çöküp giden omuzlar, bükülen bilekler, yarim kalan rüyalar... Bir koyup üç alan yeni dünya düzeni: Büyük koy, büyük oyna! Durma yan; dayan! Sen ol karsi koyan! Yükselen bu mazlumun bitmeyen cehennemi? Sari sari liralar, magazinde kimler var! Maymun var! Maymunlar!